www.turkcedebiyatders.tr.gg
- ...
 
SİZİN KÖŞENİZ
ÖZEL DERSLERİMİZ
GİTAR DİNLETİSİ
AİLENİN EĞİTİMDEKİ ROLÜ
EN YENİ HTML KODLARI
Anketler
TÜRKÇE
TÜRKÇE SORULAR
SİTENİZE REKLAM
cep melodileri
bedava telefon ister misin?
herkesi şaşırt
günlük burç
magazin haberleri
bedava SMS
KOMiK ViDEOLAR
tarihte bugün
sinemada bu hafta
videolar
gazeteler
ilüzyon
BİLGİ YARISMASI
video chat
canlı tv izle
oyunlar
HAYVANLAR ALEMİNDE KOMEDYA
CANLI MAÇ İZLE
TIKLA VE KAZAN
SON SAVAŞ OYUNU iÇiN TIKLAYIN
SİTENİZİ EKLEYİN HİTİNİZ ARTSIN
VAR MISIN YOK MUSUN? OYNAYIN
SOHBET / CHAT
GÜNLÜK BURÇ YORUMLARI
MSN"DE ÖZEL DERS
fotoğraf ekle
SİTEMİZE ÜYE OL
 

AİLENİN EĞİTİMDEKİ ROLÜ

..

AİLENİN EĞİTİMDEKİ ROLÜ

 

 


Eğitim politikalarının belirlenmesinde ailenin etkisi çok önemlidir. Bu nedenle, ailenin eğitimde mutlaka rol üstlenmesi gerekir. Sağlıklı ve başarılı bir eğitim için buna ihtiyaç vardır.

Eğitim uzmanları bu konuda fikir birliği yaparak, aileleri uyarıyorlar. Aile yuvasının eğitimin ilk kurumu olduğu hiçbir suretle göz ardı edilememelidir. Çocuklarının kaliteli bir eğitim görmesini isteyen aileler, her şeyden önce kendi görevlerinin bilincinde olmalıdır.
Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan bir araştırmaya göre Avusturya okullarındaki eğitim kalitesi istenilen düzeyde değil. Gerçi Avusturya’dan daha gerilerde olan ülkeler de yok değil. Örneğin Almanya. Hal böyle olunca yetkililer yeni modeller üzerinde çalışmalar yapmaktadırlar. Bunun için de velilerin fikirlerine başvuruluyor. Burada önemli olan bir etken de, çocuklarının geleceği konusunda bizim vatandaşlarımızın da duyarlı olması ve mutlaka etkili olmaya çalışmalarıdır.

Okul-aile işbirliği çok önemli olmasına rağmen, bazı sebeplerden dolayı zaman zaman aksatılmaktadır. Bu sebeplerin başında, maalesef bazı ailelerin vurdumduymazlığı geliyor. Aileler şayet yeterli tecrübeye sahip değil iseler, konu ile ilgilenen kurum ve kuruluşlardan yardım talep etmeliler. Önemli bir husus da taşınmalar. Taşınma okul-aile diyalogunu etkilemektedir. Böyle durumlarda aileye düşen, yeni okul ile diyaloga geçmektir.
Eğitim konusunda aile-ekonomi ilişkisi de oldukça önemlidir. Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de aileler, ekonomik imkânlarını daha çok çocuklarının eğitimi için kullanılırken Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız daha fazla imkânlara sahip olmalarına rağmen, yatırımlarını başka alanlarda yapmaktadırlar. Gerçi bu yatırımlar boşuna değil ama iyi eğitim almamış bir çocuk ailesinden kendisine kalan serveti çar-çur edecektir. En akıllıca yapılan yatırım, şüphesiz çocuklarımızın eğitimi için yapılandır. Vicdanların terbiyecisi olan peygamberimiz (a.s) buyuruyor ki; “Bir baba evladına iyi bir terbiyeden daha hayırlı bir servet bırakamaz”.

Bir önemli husus da ailelerin çocukları ile olan ilişkileridir. Ailesinden ilgi görmeyen çocuklar, toplumdan da ilgi görmezlerse, eğitimde başarısız olurlar. İlgi göstermediğimiz çocuklarımızdan başarı beklememiz hata olur. İlgisizlik yüzünden birçok gencimiz tembelliğin cehaletin, hatta kötülüklerin kucağına itiliyor. Sık sık karşılaştığım bazı nahoş durumlar, bir eğitimci olarak içimi burkuyor. Ve düşünüyorum da birçok cevherimizi ilgisizlik yüzünden çöplüklerde kaybediyoruz.
Avusturya’da daha ziyade düşünceye yönlendiren bir eğitim sistemi var. Bu konuda ailelerin görevi çocuklarına düşünmeyi, düşünebilmeyi öğreterek sisteme yardımcı olmaktır. İlk etapta böyle bir sistem yadırganabilir. Ancak, unutulmamalıdır ki; İslam eğitimcilerinin geliştirdiği eğitimde de düşünmenin, düşünebilmenin rolü büyüktür. Meselenin Kuran’a ve Hadis’e dayanan boyutlarını bir başka zamana bırakıyorum.

Eğitim prensiplerinden biri de isteklendirmek ve sevdirmek(motivasyon)tir. Öğrenciye öğretebilmek istenilen konu sevdirilirse eğitim başarıya ulaşabilir. Elbette bu sahada asıl görev öğretmene düşmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki sevdirmek ve isteklendirmek aile tarafından da önemlidir. Yine yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız, yurt dışındaki vatandaşlarımızdan bu konuda da öndeler. Şüphesiz bunda memleketimizin ekonomik şartlarının payı var.

 

 

EĞİTİMDE AİLENİN ROLÜ Okul eğitimi, çocuğun aldığı eğitimin bir bölümünü ve hatta küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalarda çocuğun zamanının ’si okulda €’i okul dışında, aile ortamında geçirdiği ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla çocuğun ailesinden daha iyi tanıyan ve çocuk üzerinde daha etkili olabilecek hiçbir kimse yoktur.Bu da bizlere ailenin özel eğitim açısından rolünün önemini ortaya koymaktadır. Özel eğitim gerektiren bireylerin ailelerinde engelli çocuğa karşı bir takım tutumlar sergilendiği saptanmıştır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

1. Özel eğitim gerektiren bireyler aşırı derecede korunmaktadır. Bu nedenle onların yapabilecekleri etkinlikler engellenerek gelişimleri engellenmektedir.

2. Özel eğitim gerektiren bireyler beceriksiz bulunmaktadır. Bu nedenle özel eğitim gerektiren çocukların gerçekçi benlik kavramı kazanması mümkün değildir.

3 Özel eğitim gerektiren çocuklardan çok şey istenmektedir. Bu suretle beklentiler onların başaramayacağı düzeyde tutulmakta ve çocuklar ezilmektedir.

 4 Özel eğitim gerektiren çocuklar kabul edilmemektedir. Açık ve gizli olarak reddedilmektedir.

 5. Özel eğitim gerektiren çocuklar inkar edilmektedir. Çocuğun varlığı ya açık ya da kapalı olarak inkar edilmektedir.

6.Utanç duyulan bir varlık gibi kabul görmektedirler.

 7.Alay konusu edilmektedirler. Bazen açık bazen gizli olarak gösterilmektedir.

8.Sık sık şuçlanmakta hatta baş belası olarak kabul edilmektedir. Bu konu çocuğun yüzüne karşı bazen sık bazen seyrek olarak tekrarlanmaktadır.

9.Günah ürünü olarak görülmektedirler.

 10.Normal yaşıtlarıyla kıyaslanmaktadırlar. Bu durum çocukta kin, nefret ve aşağılık duygularının gelişmesine neden olmaktadır.

11.Ailede şaşkınlık, panik yaratmaktadır ve çocuğun sosyal, duygusal ve psikolojik temel ihtiyaçları karşılanamamakta ve çocuğun bedensel ruhsal, sosyal ve duygusal durumu geçimsizlik konu olarak kabul edilmektedir. Anne-babayı, baba-anneyi suçlamaktadır. Engelli çocukları olan ailelerin hapsinde bu tutumlar vardır denilemez. Ancak bu tutumlardan bir veya birkaçının engelli çocuğu olan ailelerde varlığı inkar edilemez. Kısacası ailenin engelli çocuğunu içtenlikle kabul etmesi, yanlış bilgi ve tutumlardan sıyrılması, rahatlatması, çocuğunun gerçek durumu ve geleceği hakkında doğru bilgilere sahip olması, çocukları için neleri nasıl yapacağını bilmesi gerekmektedir. Özel eğitim gerektiren çocukların da yaşama hakları vardır. Bu çocuklar da en temel ihtiyaçlarını diğer normal akranları gibi hissederler. Bu çocuklar da kendisine sevgi ile dokunulduğunda sevildiğini bilir. Kişisel ve sosyal yaşantısında kendi yaşamını bağımsız olarak sürdürebilir. Bağımsız olarak okuma yazma becerilerini, tuvalet, giyinme, yemek yeme, iş ve meslek becerilerini kazanarak üretici durumuna gelebilir. Ancak aileler “Ah çocuğumu bir saat rahat bıkabileceğim bir hizmet , okul olsa da kendime haftada bir saat ayırabilsem rahatça evimde oturabilsem” anlayışını ortadan kaldırıp yerine “ Ah ben sağlığımda bir saat bile istemiyorum. Yeter ki çocuğum kimseye bağımlı kalmasın. Bağımsız olarak yaşamını sürdürsün. Bunun için çocuğuma verilecek olan eğitim sürecinin her aşamasına katılmak istiyorum” anlayışını egemen kılmalıdır. Aileler çocuklarının eğitim ve rehabilitasyon sürecinde aktif olarak rol alarak çocuklarının güçlü ve zayıf yanlarını öğrenmesini, çocuklarının eğitimlerindeki karar verme eğitimi üstlenme hak ve sorumluluklarını paylaşmasını, kendine düşen görevleri yerine getirmesini, çocuklarının eğitimleri için şimdiki ve gelecekteki en önemli kaynaklarının farkına varmasını sağlayacaktır. Ayrıca çocuklarının dil ve akademik becerilerinin gelişmesinde, mesleki ve sosyal becerilerinin kazandırılmasında, istenmedik davranışlarının söndürülmesinde, istendik davranışlarının kazandırılmasında, özellikle öz bakım, sosyal ve iletişim becerileri gibi çocuğun doğal ortamda öğrenmesi kolay olan becerilerdeki gelişme ve sürekliliğinin sağlanmasında ailelerin rolü çok büyüktür. Bu rolü yerine getirmekle aileler çocuklarını yardım etmekten ve onların eğitimlerinde sorumlulukları üstlenmekten dolayı kendilerini psikolojik olarak rahatlamış hissedeceklerdir.

 

         Sadece engelli çocuklarımız değil, diğer çocuklarımız da maalesef yukarıda saydığım durumlara maruz kalıyorlar. Eğitimleri  kısıtlanıyor, öğrenme isteklerindeki hevesleri kırılıyor. Yani kısacası gelişmekte olan bir fidanın adeta taptaze dalları kesiliyor. Ailelerden en büyük isteğim çocuklarının yaratıcılığına engel olacak davranışlardan kaçınmaları. Canı gönülden inanıyorum ki Türkiye bu sorunu ortadan kaldırarak yoluna tam gaz devam edecektir ve her alanda adını duyurduğu gibi gençliğiyle de adından çok söz ettirecektir…

 

 

Sevgi, selam, sağlık, mutluluk ve başarı dileklerimle…

 

 

GÖKHAN GÜVEN


 
Daha hiç anket oluşturulmamış!


 
... .. .. .. .. .. emek elektrik ticaret
- ... .. .. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol